11 Şubat 2009 Çarşamba

Tanrıdaşlık.

Peygamberler sayıca çoktur, Tanrı tektir, eşi yoktur

İnsanoğlu, tarihi boyunca kendi türdeşleri ile savaşmış, kavgaya tutuşmuşsa da, ama yine de diğerleriyle bir bağ, benzerlik, özdeşlik aramıştır. Bu vesileyle de kardeşlik (karındaşlık), adaşlık, soydaşlık, yoldaşlık, yurttaşlık, meslektaşlık gibi benzeri kavramlarla kendisinin Başkası ile birlikte aynı nesneye ilişkin olduğuna inanmıştır. Bu kavramlar çeşitli toplulukların çimentosu niteliğinde değer ifade etmişlerdir.
Oysa, Tanrının yarattığı ilk iki insan aynı anneden doğmadıkları için ne kardeştiler, henüz yurt ve soy söz konusu olmadığı için ne soydaş ne de yurttaştılar, adları farklı olduğundan adaş bile değildiler. İnsan olmaları nedeniyle türdeştiler, fakat yaratılış itibariyle aynı Tanrı tarafından yaratıldıkları için sadece kendi türlerini kapsayan türdeşlikten öte tüm yaratılmışlar evrenini kapsayan bir anlatımla dersek Tanrıdaştılar. Başka sözle aynı Tanrıya ilişkindiler.
İnsan türünün gelişim ve evrim süreci boyunca oluşturulan en büyük topluluklar dini topluluklardır. Her dinin mensubu kendi dindaşları ile bir bağ kurmakta zorlanmaz. Örneğin, bir Musevî bir diğer Musevîye “dindaşım” diye hitap edebilir. Fakat aynı hitabı bir Buddhiste veya Hristiyana edemez. Ve yahut “Müslüman Müslümanın, Zerdüştî Zerdüştînin kardeşidir” diyebileceğimiz halde “Müslüman Hristiyanın, Buddhist Zerdüştînin, Krişnacı Musevînin vs. kardeşidir” diyemeyiz. Peki, ne diyebiliriz? Eğer adları burada geçen ve geçmeyen bütün dinleri ve o dinlerin mensuplarını ve hatta bu dinlerden herhangi birine bağlanmaksızın tek olan ve eşi bulunmayan Tanrıya inanan ve yahut bütün dinleri kucaklayabilen bireyleri tek ve eşsiz Tanrı yaratmışsa, o zaman onların hepsi Tanrıdaş olmuyorlar mı? Onlar birbirine “tanrıdaşım” diye hitap edemezler mi? Öyleyse, Buddhist Hristiyanın, Musevî Müslümanın, Krişnacı ise Zerdüştînin tanrıdaşıdır dersek haksız olur muyuz?
Dahası, aynı Tanrıya ilişkin olduğumuzdan dolayı melekler, hayvanlar, bitkiler, hatta yıldızlar ve gezeğenler bile kendi aralarında ve insanlarla ilişkilerinde tanrıdaş olarak görülürse çok da yanlış olmaz. “Yeryüzü benim soydaşımdır veya kardeşimdir” denemez, ama pek âlâ “Yeryüzü benim tanrıdaşımdır” denebilir.
Bütün insanları ve tüm evreni aşkın Bir Tanrı birleştirir, öyleyse hepimiz evrensel olarak Tanrıdaşız.